Cuma gösterisi için mevcut hiç bilet yoktu.
- There were no tickets available for Friday's performance.
Bu kitabın hem sert hem de yumuşak kapak sürümleri mevcuttur.
- The book is available in both hard and soft-cover versions.
Belediye Başkanı şimdi müsait değil.
- The mayor is not available now.
Şu anda müsait değilim.
- I'm not available right now.
Bu gece için mevcut bir oda var mı?
- Is there a room available for tonight?
Araştırma için mevcut az paramız var.
- We have little money available for the research.
Otelinizde hala uygun odalarınız var mı?
- Are there still available rooms in your hotel?
Bu demiryolu istasyonunda uygun bir hamal bulmak zordur.
- It is difficult to find a porter who is available in this railroad station.
Böyle müfredat dışı dersler yalnızca fende zorluk çeken çocuklar için geçerlidir.
- Such extra-curricular classes are available only for children who have difficulties in science.
Bu teklif beş gün için geçerlidir.
- This offer is available for five days.
İşe yarar bir yardım var mı?
- Is there any help available?
Biletler Lions Kulübü üyelerinden elde edilebilir.
- Tickets are available from Lions Club members.
Biletler Lions Kulübü üyelerinden elde edilebilir.
- Tickets are available from Lions Club members.
Yakında gazeteler kağıda basılmayacaklar. Onlar sadece internet üzerinden kullanılabilir olacak.
- Soon, newspapers won't be printed on paper. They'll only be available through the Internet.
Netflix artık Avrupa'da kullanılabilir.
- Netflix is now available in Europe.
Önümüzdeki hafta bir görüşme mülakatı için hazır mısınız?
- Are you available next week for a follow-up interview?
Servisler hazır olacak.
- Shuttles will be available.
We have an available candidate.
This is an available plea.
The currently available evidence does not allow me to make such a claim.
- The currently available evidence does not permit me to make such a claim.
Tom is not available at the moment. May I take a message?
- Tom isn't available at the moment. May I take a message?