İşe yarar bir yardım var mı?
- Is there any help available?
O bütün çabalarını işe yaramaz buldu.
- He found all his efforts of no avail.
Bu olumlu fırsattan yararlandım.
- I availed myself of this favorable opportunity.
İşe yarar bir yardım var mı?
- Is there any help available?
Biz sorunu birkaç kez tartıştık ama boşuna.
- We have discussed the problem several times but to no avail.
Utangaçlığımı atlatmaya çalıştım, ama boşuna.
- I have tried to overcome my shyness, but to no avail.
Biletler çift başına 30 Dolar ya da tek bir rezervasyon için 20 Dolar karşılığı mevcuttur.
- Tickets are available for $30 per couple or $20 per single reservation.
Kar eriyinceye kadar otobüs servisi mevcut olmayacak.
- The bus service won't be available until the snow has melted.
Doğduğu ülkeyi ziyaret etmek için ara sıra tatillerden faydalandı.
- He availed himself of the 'off-and-on' holidays to visit his native country.
Araştırma için mevcut az paramız var.
- We have little money available for the research.
Cuma gösterisi için mevcut hiç bilet yoktu.
- There were no tickets available for Friday's performance.
John şu an müsait mi?
- Is John available now?
Müsait bir tur rehberi var mı?
- Is there a tour guide available?
Araştırma için mevcut az paramız var.
- We have little money available for the research.
Bu gece için mevcut bir oda var mı?
- Is there a room available for tonight?
Uygun olan bir çelik kasaya değerli eşyalarımı koymak istiyorum.
- I'd like to put my valuables in a safe deposit box, if any are available.
Toplantılar için oda uygun olacak mı?
- Will the room be available for the meetings?
Bu teklif sadece sınırlı bir süre boyunca geçerlidir.
- This offer is available for a limited time only.
Bu teklif beş gün için geçerlidir.
- This offer is available for five days.
İşe yarar bir yardım var mı?
- Is there any help available?
Biletler Lions Kulübü üyelerinden elde edilebilir.
- Tickets are available from Lions Club members.
Biletler Lions Kulübü üyelerinden elde edilebilir.
- Tickets are available from Lions Club members.
Netflix artık Avrupa'da kullanılabilir.
- Netflix is now available in Europe.
Bu bilet bütün bir yıl için kullanılabilir.
- This ticket is available for a whole year.
Tekrar denedim ama boşuna.
- I tried again, but to no avail.
Biz sorunu birkaç kez tartıştık ama boşuna.
- We have discussed the problem several times but to no avail.
Servisler hazır olacak.
- Shuttles will be available.
Öğle yemeği hazır olacak.
- Lunch will be available.
Medicines will not avail to halt the disease.
Artifices will not avail the sinner in the day of judgment.
I availed myself of the opportunity.
While holding an avail yesterday, the candidate lashed out at critics.
The avails of this auction will go to the Cancer Society.
Labor, without economy, is of little avail.
For I wold haue the swerd more for your auaylle than for myne, for I am passyng heuy for your sake.
The currently available evidence does not permit me to make such a claim.
- The currently available evidence does not allow me to make such a claim.
The currently available evidence does not allow me to make such a claim.
- The currently available evidence does not permit me to make such a claim.
We have an available candidate.
This is an available plea.
I'm availing myself of the opportunity.
Any use would probably be an availing of the protection afforded by the passport.