Sigaranı söndür. Burada sigara içmeye izin verilmez.
- Put out your cigarette. Smoking's not permitted here.
Tanrı olmasaydı, o zaman her şeye izin verileceğine karar verdi.
- He decided that if God didn't exist then everything was permitted.
Tom bunu yapmak için izinli.
- Tom is permitted to do that.