Duygularımı ifade etmeye kelimeler aciz kalır.
- Words fail me in expressing my emotion.
O, fikrini ifade etmede geri kalmış.
- She is backward in expressing her opinion.
Duygularımı ifade etmede iyi değilim.
- I'm not good at expressing my feelings.
O, fikrini ifade etmede geri kalmış.
- She is backward in expressing her opinion.
Evde Fransızca konuşarak büyüdüm.
- I grew up speaking French at home.
Ana dilini konuşan bir sürü arkadaşım var, bu yüzden ana dilini konuşanlarla konuşarak bir sürü deneyimim oldu.
- I have a lot of friends who are native speakers, so I've had a lot of experience speaking with native speakers.
Bay Smith ile konuşmak istiyorum. Ben Smith.
- I'd like to talk to Mr Smith. This is Smith speaking.
Açıkça konuşmak gerekirse, o güvenilmez biri.
- Frankly speaking, he is untrustworthy.
Hiç Fransızca konuşan birini duydun mu?
- Have you ever heard someone speaking French?
Ana dilini konuşan bir sürü arkadaşım var, bu yüzden ana dilini konuşanlarla konuşarak bir sürü deneyimim oldu.
- I have a lot of friends who are native speakers, so I've had a lot of experience speaking with native speakers.
Tom halka hitap etmede iyidir.
- Tom is good at public speaking.