ausgeliehen

listen to the pronunciation of ausgeliehen
Almanca - Türkçe
ödünç
İngilizce - Türkçe

ausgeliehen teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

lent
hıristiyanlıkta paskalya`dan önceki kırk gün bo
lent
uzunca perhiz süresi
borrowed
ödünç

Bu komedi filmini onun kız kardeşinden ödünç aldım. - I borrowed this comic from his sister.

O, yıllar önce ondan kitabı ödünç aldı ve onu henüz iade etmedi. - She borrowed the book from him many years ago and hasn't yet returned it.

borrowed
ödünç alınmış

Ödünç alınmış altın geri talep ettikleri zaman kurşun haline gelir. - Borrowed gold becomes lead when they demand it back.

Yabancı dillerden ödünç alınmış pek çok kelimeye sahip. - It has a great many words borrowed from foreign languages.

lent
ödünç verilmiş
lent
ödünç

Arkadaşının ona ödünç verdiği tüm parayı harcadı. - He spent all the money that his friend had lent him.

Öyle bir kişiye ödünç para vermemeliydin. - You should not have lent the money to such a person.

lent
paskalya perhizi
lent
paskalyadan evvel gelen büyük perhiz
loan
ariyet
loan
karz
borrowed
borç alınan
borrowed
{f} ödünç al

Arkadaşımdan sözlüğü ödünç aldım. - I borrowed the dictionary from my friend.

Arabanı ödünç alabilir miyim? - Would you mind if I borrowed your car?

lent
{f} ödünç ver

Tom ve Paula'ya kameramı ödünç verdim. - I lent Tom and Paula my camera.

Banka ona 500 dolar ödünç verdi. - The bank lent her 500 dollars.

borrowed
ödünç alış
lent
ödünç vermek

bir şeyi ödünç vermek.

lent
Büyük Perhiz
lent
f., bak. lend
lent
lend ver/ödünç ver
lent
(Tıp) Mercek anlamına önek
loan
{f} ödünç ver

Bana bir kalem ödünç verebilir misin? - Can you loan me a pen?

Bana sözlüğünü ödünç ver, lütfen. - Please loan me your dictionary.