Biz sadece iki haftayı ayrı geçirdik.
- We've just spent two weeks apart.
O, ailesinden ayrı yaşıyor.
- He lives apart from his family.
Tamir etmek için radyoyu parçalara ayırdım.
- I took the radio apart to repair it.
Elektrikli cihazları parçalarına ayırmayı seviyor.
- He likes to take electric devices apart.
Bu daire, binadaki herhangi başka birinden daha büyüktür.
- This apartment is bigger than any other one in the building.
Tom'un dairesinde başka ne buldun?
- What else did you find in Tom's apartment?
Birçok kitap için, kapaklar çok uzaktadır.
- For many books, the covers are too far apart.
Tom çalıştığı yerden çok uzakta olmayan bir daire bulmalı.
- Tom needs to find an apartment not too far from where he works.
Şeyler parça parça oluyor.
- Things are coming apart.