Keşke eşyaları bana atmaktan vazgeçsen.
- I wish you'd quit throwing things at me.
Eski mobilyanı atma yerine neden onu hayır kurumuna vermiyorsun?
- Instead of throwing away your old furniture, why don't you give it to charity?
O, yüzleştirmeleri çok üzücü buldu.
- She found confrontations very upsetting.
Bunu son derece üzücü buldum.
- I found it extremely upsetting.
Soğukkanlılığını kaybetti ve eşyaları fırlatmaya başladı.
- He lost his cool and started throwing things.
O, bıçak fırlatma konusunda bir uzmandır.
- He's an expert at throwing knives.