Biz hangi programın açık olduğuna bakmaksızın televizyon izlemeye eğilimliyiz.
- We are apt to watch television, irrespective of what program is on.
Onunla konuşurken lisanına dikkat etmelisin.
- You should watch your language when you talk to her.
Diyetime dikkat etmeli miyim?
- Should I watch my diet?
O gözyaşları içindeki kırmızı gözleri ile filmi izliyordu.
- She was watching the film with her eyes red in tears.
Gözlerinde gözyaşlarıyla TV izliyordu.
- She was watching TV with tears in her eyes.
Babam genellikle akşam yemeğinden sonra televizyon izler.
- My father usually watches television after dinner.
Sovyet Rusya'sında, televizyon seyirciyi izler!
- In Soviet Russia, television watches the audience!
Would you mind watching my suitcase for a minute?
- Könntest du bitte kurz auf meinen Koffer aufpassen?
Watch over me, I will watch over you.
- Passt du auf mich auf, werde ich auf dich aufpassen.