Bu kutuları depolamak için yeterli yerim yok.
- I don't have enough space to store these boxes.
Depoyu kilitlemeyi unuttum.
- I forgot to lock the storeroom.
Onun tarihsel ayrıntılar hakkında büyük bir bilgi deposu var fakat hayatta onun bir işe yaradığından cidden süphe duyuyorum.
- He has a great storehouse of knowledge about historical details but I seriously doubt that's of any use in life.
En yakın mağazayı nerede bulabilirsin?
- Where can you find the closest store?
Amcamın cadde boyunca bir mağazası var.
- My uncle has a store along the street.
Ben ikinci el kitapçılarda ve ikinci el giyim dükkanlarında alışveriş yapmayı severim.
- I like shopping in used-book stores and in used-clothing shops.
Oyuncak dükkânı kapandı.
- The toy store is closed.
Biz samanı samanlıkta depoladık.
- We stored the hay in the barn.
Tom'un eşyasını bir yere depolaması gerekiyordu, bu yüzden ona bizim garaja koyabileceğini söyledim.
- Tom needed to store his stuff somewhere, so I told him he could put it in our garage.
Mağazada Tom için form doldurmak zorundayım.
- I have to fill in for Tom at the store.