O, güzelin dışında bir şey.
- That is something other than beautiful.
Tom öğrenciyken ders kitaplarının dışında bir şey okuyacak zamanı yoktu.
- Tom had never had time to read anything other than textbooks when he was a student.
Seninki hariç tüm denemeler iyiydi.
- All the essays, other than yours, were good.
Tom'dan başkasının bunu almayı istemesi pek olası değil.
- It's unlikely that anyone other than Tom would be interested in buying this.
Tom, onun adından başka Mary hakkında bir şey bilmiyor.
- Tom doesn't know anything about Mary, other than her name.
He doesn't eat anything other than fruit.
- Er isst nichts außer Obst.
He eats nothing other than fruit.
- Er isst nichts außer Obst.
At the moment the patient is out of danger.
- Der Patient ist im Moment außer Gefahr.
We are out of danger.
- Wir sind außer Gefahr.