Tom özenli gibi görünüyordu.
- Tom looked like he was attentive.
Uyan ve daha özenli ol!
- Wake up and be more attentive!
Söylediğimi dikkatlice dinle.
- Listen attentively to what I say.
Tom Mary'den toplantılar sırasında dikkatli olmasını rica etti.
- Tom asked Mary to be attentive during meetings.
O onun sınav kağıdını dikkatle inceledi.
- He attentively went over her exam paper.
Büyük annesine karşı çok naziktir.
- She is very attentive to her grandmother.
She is an attentive listener, but does not like to talk much.