Tom özenli gibi görünüyordu.
- Tom looked like he was attentive.
Olmam gerektiği kadar özenli değilim.
- I'm not as attentive as I should be.
Daha dikkatli olmalısın.
- You need to be more attentive.
Tom dikkatlice dinledi.
- Tom listened attentively.
O onun sınav kağıdını dikkatle inceledi.
- He attentively went over her exam paper.
Büyük annesine karşı çok naziktir.
- She is very attentive to her grandmother.
Tom nasıl dikkatlice dinleyeceğini biliyor.
- Tom knows how to listen attentively.
Söylediğimi dikkatlice dinle.
- Listen attentively to what I say.
O beni sabırla ve çok dikkatle dinledi.
- She listened to me patiently and very attentively.
Tom beni dikkatle dinledi.
- Tom listened to me attentively.
Biraz daha dikkatli çalışır mısın?
- Do your work with more attentiveness.
She is an attentive listener, but does not like to talk much.
Is he rich, prosperous, great? yet he continues safe, because he continues humble, watchful, advertent, lest he should be deceived and transported.
Jack is sick today and doesn't really seem with it.