atop

listen to the pronunciation of atop
İngilizce - Türkçe
{e} daha iyi
üstte
tepede
{e} üstünde

Kadın masanın üstündedir. - The woman is atop the table.

netice olan
{e} üstüne
üzerinde
üstündeki
{e} üstün

Kadın masanın üstündedir. - The woman is atop the table.

edat
sonek netice veren
sonek narrator hikâyeci
tepesinde

Dağın tepesinde bir tapınak vardır. - There is a shrine atop the mountain.

üzerine
atop of
daha iyi
atop of
üstünde
atop of
üstüne
atop of
üstün
on top of
-e ek olarak, -in yanı sıra, ile beraber: He's doing this on top of his regular job. Bunu asıl işinden ayrı olarak yapıyor. He asked for a
on top of
üstüne

Tom cüzdanını konsolun üstüne koydu. - Tom put his wallet on top of the dresser.

Kayakları arabanın üstüne koydu. - He put the skis on top of the car.

on top of
-e ilaveten
on top of
-in yanı sıra
on top of
üstünde

Tom silahını buzdolabının üstündeki kurabiye kavanozuna sakladı. - Tom hid the gun in the cookie jar on top of the refrigerator.

Deprem vurduğunda masanın üstündeki her şey tıkırdamaya başladı. - Everything on top of the table started rattling when the earthquake hit.

on top of
ile beraber
on top of
-e ek olarak
on top of
ayrıca
on top of
üstelik
on top of
in tepesinde
on top of
-e ek olarak, -in yani sıra, ile beraber: "He's doing this on top of his regular job. - Bunu asıl işinden ayrı olarak yapıyor.", "She asked for a promotion, and on top of that she wanted a raise. - Terfiini istedi; bir de üstüne üstlük bir maaş artışı talep etti."
on top of
-in tepesinde
İngilizce - İngilizce
On, to, or at the top

The envoy found the French king playing the part of horse while his young son rode atop.

On the top, with "of"
On the top of

And other things, she echoed, nodding slowly and resting her body a little more atop him again.

{a} at or on the top, above
If something is atop something else, it is on top of it. Under the newspaper, atop a sheet of paper, lay an envelope. = on top of. on top of something
{e} on, on top of
On or at the top
on top of
acop
ontop

We pulled over to the shore, dragged the boat up ontop the sandbar, stretched our legs and ate some sandwiches.

atop

    Heceleme

    a·top

    Türkçe nasıl söylenir

    ıtäp

    Eş anlamlılar

    ontop

    Telaffuz

    /əˈtäp/ /əˈtɑːp/

    Videolar

    ... with one goal and the barefoot foundation and and this is atop voted ...