atlet

listen to the pronunciation of atlet
Türkçe - İngilizce
athlete

Every teacher knows that Ann is a good athlete. - Her öğretmen Ann'in iyi bir atlet olduğunu bilir.

Tom has athlete's foot. - Tom'un atlet ayağı var.

sleeveless undershirt
west
vest
athlete trained for and competing in track-and-field events
one who participates in sports
(man's, sleeveless) undershirt, Brit. vest, singlet
athlete, person who is good at physical exercises and sports
runner; singlet
athlete; (sleeveless) undershirt, west
{i} runner

He did his best but soon saw that he could not compete with such a fast runner. - O elinden geleni yaptı ama kısa sürede böyle bir hızlı atlet ile rekabet edemeyeceğini gördü.

We Africans are excellent athletes and runners. - Biz Afrikalılar mükemmel atlet ve koşucularız.

undershirt
{i} singlet
flannels
atlet (sporcu)
(Spor) athlete
atlet fanilası
singlet
atlet fanilası
vest
atlet fanilası
undershirt
atlet ayağı
(Tıp) athletic foot
atlet fanilası
(man's, sleeveless) undershirt, Brit. vest, singlet
atlet kalbi
(Tıp) athletic heart
atlet yapılı
(someone) who has an athletic build
Türkçe - Türkçe
Atletizmle uğraşan kimse
Kolsuz, askılı fanila
Kolsuz erkek fanilası
atlet