I have tried to overcome my shyness, but to no avail.
- Utangaçlığımı atlatmaya çalıştım, ama boşuna.
I just want to get over it.
- Sadece onu atlatmak istiyorum.
It took more than a month to get over my cold, but I'm OK now.
- Üşütmemi atlatmak bir aydan daha fazla sürdü fakat şimdi iyiyim.
It'll take me a long time to get over my cold.
- Soğuk algınlığımı atlatmak uzun zamanımı alacak.
Tom was so busy he skipped lunch.
- Tom o kadar meşguldü ki öğle yemeğini atladı.
Tom often skips meals.
- Tom genellikle öğün atlar.
I'd jump through hoops for you.
- Ben sizin için çemberlerden atlamak isterdim.
He is sure to set a new record in the triple jump.
- O, üçlü atlamada yeni bir rekor kıracağından emin.
We'll bypass the city centre.
- Şehir merkezini atlayacağız.