Jane skipped the questions she couldn't answer.
- Jane cevap veremediği soruları atladı.
Tom often skips meals.
- Tom genellikle öğün atlar.
I'd jump through hoops for you.
- Ben sizin için çemberlerden atlamak isterdim.
He jumped into the river in defiance of the icy water.
- O, buz gibi suyu hiçe sayarak nehre atladı.
We'll bypass the city centre.
- Şehir merkezini atlayacağız.