Tom spor salonunda olabilir.
- Tom could be in the gymnasium.
Satranç aklın spor salonudur.
- Chess is the gymnasium of the mind.
Zayıflamaya çalışarak jimnastik salonunda saatler harcadı.
- She has spent hours at the gym trying to lose weight.
O jimnastikte iyidir.
- He is good at gymnastics.
Mary başarılı bir jimnastikçidir.
- Mary is an accomplished gymnast.
Mary ilköğretime gitti fakat Tom liseye gitti.
- Mary went to a Hauptschule, but Tom went to Gymnasium.
Tom evinin yakınındaki bir spor salonunda egzersiz yapıyor.
- Tom works out in a gym near his house.
Tom egzersiz yapmak için yerel spor salonuna gidiyor
- Tom goes to the local gym to work out.
Dün, Tom bir motosiklet kazasında yaralandı, bu yüzden beden eğitimi dersine şimdilik katılamıyor.
- Yesterday, Tom was injured in a motorbike accident, so he can't attend gym class for the time being.
Tom beden eğitimi öğretmeni olarak çalışıyor.
- Tom works as a gym teacher.
Biz spor salonunda basketbol oynadık.
- We played basketball in the gym.
O, spor salonuna yürümedi.
- He did not walk into the gym.