Tom wanted to fire Mary, but John stopped him.
- Tom Mary'ye ateş etmek istedi fakat John onu durdurdu.
The Spanish fired first.
- İspanyol ilk olarak ateş etti.
The Spanish fired first.
- İspanyol ilk olarak ateş etti.
I aimed at the tiger and fired, but missed him.
- Kaplana nişan aldım ve ateş ettim fakat onu ıskaladım.
Tom drew his gun and shot.
- Tom silahını çekti ve ateş etti.
Tom quickly reloaded his gun and fired.
- Tom çabucak silahını yeniden yükledi ve ateş etti.
I saw Tom shoot Mary.
- Tom'un Mary'ye ateş ettiğini gördüm.
Wait. Don't shoot yet.
- Bekle. Henüz ateş etme.
The other policemen began shooting at the crowd.
- Diğer polisler kalabalığa ateş etmeye başladı.
The soldier disdained shooting an unarmed enemy.
- Asker silahsız bir düşmana ateş etmeyi reddetti.