at this point of time, or of an argument; now

listen to the pronunciation of at this point of time, or of an argument; now
İngilizce - Türkçe

at this point of time, or of an argument; now teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

here
burda

Onlar bir saattir burdalar. - They have been here for an hour.

Sen burda bir öğrenci değil misin? - Aren't you a student here?

here
bunda

Peki bundan sonra ne olacak? - Where do we go from here?

Bana bunda yardım etmek için burada olmana memnun oldum. - I'm glad you're here to help me with this.

here
(Bilgisayar) burayı

Lütfen burayı imzalayın. - Please sign your name here.

Tom Mary'nin burayı seveceğini umut ediyor. - Tom hopes Mary likes it here.

here
Here goes! işte başlıyorum
here
işte

İşte onun yaşadığı ev. - Here's the house where he lived.

İşte senin için bir mektup. - Here is a letter for you.

here
burada

Lütfen değerli şeyleri burada bırakmayın. - Please don't leave valuable things here.

Yarın ben burada olacağım. - I will be here tomorrow.

here
buraya

Arabanızı buraya park edemezsiniz. - You can't park your car here.

Dün buraya koyduğum kitaba ne oldu? - What happened to the book I put here yesterday?

here
hey

Hey, lütfen bana burada yardım eder misin? - Hey, could you give me a hand over here, please?

Hey, hemen buraya gelebilir misin? - Hey, could you come up here right away?

here
geldin mi? işte! Look here
here
halihazIrda
here
z. burada; buraya; burası
here
bu dünyada
here
Ha
here
BurayaBaksana
here
here and there şurada burada
here
bu hayatta
here
şimdiki halde
İngilizce - İngilizce
here
at this point of time, or of an argument; now