at the time

listen to the pronunciation of at the time
İngilizce - Türkçe
o zaman

Bay Clinton, o zamanlar Arkansas'ın valisiydi. - Mr. Clinton was governor of Arkansas at the time.

Tom o zamanda çalıştığını iddia etti. - Tom claimed that he was working at the time.

(Bahsi geçen) o zaman(lar)da
tam

Ben o zaman Tom'la birlikte tam oradaydım. - I was right there with Tom at the time.

at a time
bir seferde

Bir seferde bir şey yapın. - Do one thing at a time.

O, bir seferde altı kutu taşıdı. - He carried six boxes at a time.

at a time
birden

Birisi bir seferde birden fazla şey yapamaz. - One can't do more than one thing at a time.

Hiç kimse bir defada birden daha fazla şey yapamaz. - No one can do more than one thing at a time.

At time
bu zamanlarda
at a time
bölüm bölüm a little
at the time

    Türkçe nasıl söylenir

    ät dhi taym

    Telaffuz

    /ˈat ᴛʜē ˈtīm/ /ˈæt ðiː ˈtaɪm/

    Videolar

    ... don't have time to talk about. ...
    ... and have a good time to go ...