En çok üç, belki dört haftamızı alacak.
- It'll take us three, maybe four weeks at the most.
Bu saat en çok on dolar tutar.
- This watch costs ten dollars at the most.
En fazla, yolculuk 1,000 dolara mal olacak.
- At the most, the trip will cost $1,000.
Kiraz çiçekleri, sadece birkaç gün dayanır, en fazla bir hafta.
- Cherry blossoms last only for a few days, a week at the most.
Tom en çok on üç yaşında.
- Tom is at most thirteen years old.
En çok, Henry'nin sadece altı doları var.
- At most, Henry has only six dollars.
Onun en fazla 100 doları var.
- He has at most 100 dollars.
Tom en fazla otuzdur.
- Tom is thirty at most.
Bir dil öğrenmenin geleneksel yolu olsa olsa birinin görev duygusunu tatmin edebilir ama o bir sevinç kaynağı olarak hizmet edemez. Ayrıca muhtemelen başarılı olmayacaktır.
- The traditional way of learning a language may satisfy at most one's sense of duty, but it can hardly serve as a source of joy. Nor will it likely be successful.
... perhaps most importantly, the will of a nation. ...
... He is one of the most searched for athletes on Google, and ...