En çok üç, belki dört haftamızı alacak.
- It'll take us three, maybe four weeks at the most.
Bu saat en çok on dolar tutar.
- This watch costs ten dollars at the most.
En fazla, haftada 50 dolar kazanır.
- At the most, he earns 50 dollars a week.
En fazla, sadece otuz dakika geç kalacaksın.
- At the most, you'll only be 30 minutes late.
Tom en çok on üç yaşında.
- Tom is at most thirteen years old.
Tom'un en çok 300 doları var.
- Tom has $300 at most.
Onun en fazla 100 doları var.
- He has at most 100 dollars.
Tom en fazla otuzdur.
- Tom is thirty at most.
Bir dil öğrenmenin geleneksel yolu olsa olsa birinin görev duygusunu tatmin edebilir ama o bir sevinç kaynağı olarak hizmet edemez. Ayrıca muhtemelen başarılı olmayacaktır.
- The traditional way of learning a language may satisfy at most one's sense of duty, but it can hardly serve as a source of joy. Nor will it likely be successful.
... and asks secure a what has been the most difficult moment in your musical career ...
... the phantom income after one of the city's most beautiful thousands ...