Biz nihai bir karar aldık.
- We've made a final decision.
Hakimin kararı nihaidir.
- The judge's decision is final.
Romanın son sayfasını henüz okumadım.
- I haven't read the final page of the novel yet.
O, sonunda IBM'in başkanı oldu.
- He finally became the president of IBM.
Plan henüz kesinleşmiş değil.
- The plan is not yet finalized.
Planlar henüz kesinleşmiş değil.
- Plans haven't yet been finalized.
Gazetelere göre adam sonunda itiraf etti.
- According to the papers, the man has finally confessed.
Sonunda oturmak ve gazete okumak için zaman buldum.
- I finally found time to sit down and read the newspaper.
Dişi aslan sonunda ceylanı kovaladı.
- The lioness finally gave chase to the gazelle.
Açlıktan ve yorgunluktan dolayı, köpek sonunda öldü.
- Because of hunger and fatigue, the dog finally died.