O, ona ilk önce inanmadı.
- He didn't believe it at first.
O, ilk önce atı beğenmedi.
- She didn't like the horse at first.
O, ilk olarak ondan hoşlanmadı.
- She didn't like him at first.
İlk olarak, onlar ona inanmadılar.
- At first, they didn't believe him.
İlk önce kimse bana inanmıyordu.
- No one believed me at first.
Önce onu erkek kardeşinle karıştırdım.
- At first, I mistook him for your brother.
İlk zamanlar bunu yapmaktan hoşlanmadım.
- I didn't like doing this at first.
Tom ilk zamanlar Mary'ye inanmıyordu.
- Tom didn't believe Mary at first.
Başlangıçta, onun senin erkek kardeşin olduğunu sandım.
- At first, I thought he was your brother.
Başlangıçta, çok hızlı konuştukları zaman insanları zorlukla anlardım.
- At first, I had difficulty understanding people when they spoke too fast.
... lt's a skill that connects us back to the very beginning. ...
... Because our energy is low cost, that are already beginning to come back because of our abundant ...