at that time

listen to the pronunciation of at that time
İngilizce - Türkçe
o zamanda

O zamanda güneşte banyo yapıyordu. - At that time, she was bathing in the sun.

Onlar onun o zamanda hastanede olduğunu söylüyor. - They say that he was in the hospital at that time.

o zamanlarda
o zaman

Keşke o zaman bütün hikayeyi bana anlatsaydın! - If only you had told me the whole story at that time!

O zamanlarda, bölge İspanya'ya aitti. - At that time, the territory belonged to Spain.

then
o zaman

O zamanda televizyon seyrediyordum. - I was watching TV then.

Yarın gece yağmur bekleniyor,öyleyse o zamana kadar şemsiyelerimizi bırakalım. - It's supposed to rain tomorrow night, so let's leave our umbrellas until then.

at this time
bu arada
at this time
şu aralar

Şu aralar yorumum yok. - I have no comment at this time.

at this time
bu aralar

O bu aralar daima buraya gelir. - He always comes here at this time.

Bu aralar, bulunmak için buradan daha güvenli bir yer yok. - At this time, there's no safer place to be than right here.

then
(ondan) sonra
then
o durumda
then
daha sonra

Öyleyse daha sonra tekrar geleceğim. - Then I'll come again later.

Mary Tom'a söyledi: Kısa bir cümle ile başlayalım, ve daha sonra göreceğiz... - Mary told Tom: Let's begin with a short sentence, and then we'll see...

then
o süre içinde
then
madem öyle
then
o zamanki
then
o zamanlar

O zamanlar erkekler şapka takardı. - Men wore hats back then.

O zamanlar, tüm hesaplamalar elle yapıldı. - Back then, all the calculations were done by hand.

then
sonra

Dima bir gecede 25 adamla yattı ve sonra onları öldürdü. - Dima slept with 25 men in one night and then killed them.

İzlandaca bir cümlenin İngilizce bir çevirisi varsa ve İngilizce cümlenin Svahilice bir çevirisi varsa, daha sonra bu, dolaylı olarak İzlandaca cümle için Svahilice bir çeviri sağlayacaktır. - If an Icelandic sentence has a translation in English, and the English sentence has a translation in Swahili, then indirectly, this will provide a Swahili translation for the Icelandic sentence.

then
öyleyse

Tanrı dünyamızda yoksa, öyleyse Tanrı'yı kendi ellerimle yaratacağım. - If God doesn't exist in our world, then I will create God with my own hands.

Öyleyse onu görmediğine inanamam. - I cannot believe you did not see him then.

At time
bu zamanlarda
then
(zarf) o zaman, ondan sonra, o halde, öyleyse, zira, demek
then
derhal
then
o zaman vaki olan
then
ondan sonra
then
o halde

Eğer bu cümleyi okuyabiliyorsan, o halde okuyabiliyorsundur. - If you can read this sentence, then you're able to read.

Yaptığınız şekilde hareket etmek için gerçekten sebebiniz varsa, o halde lütfen bana söyleyin. - If you really have grounds for acting the way you did, then please tell me.

then
(sıfat) o zamanki, o zamanlarki
then
demek

Ancak o zaman onun ne demek istediğini anladım. - Only then did I realize what he meant.

Neler oluyor biliyor musun? - Hayır. O zaman bütün bunlar ne demek oluyor? - Do you know what's going on? - No. What's it all about then?

İngilizce - İngilizce
during that same point in time, during that period, upon that occasion, during the same time
then

I know what time you told me to be there, but I couldn't get there then. - I know what time you said you would be there, but I wasn't able to be there at that time.

What were you doing then? - What were you doing at that time?

at that time

    Türkçe nasıl söylenir

    ät dhıt taym

    Telaffuz

    /ˈat ᴛʜət ˈtīm/ /ˈæt ðət ˈtaɪm/

    Videolar

    ... spend your time doing? >>Taylor Swift: What I love to do. Yeah, I ...
    ... down the deficit at the same time, ...