Ne zaman geri döneceksin?
- When will you return?
Ne zaman burada yüzebilirim?
- When can I swim here?
O üç yaşında iken babasını kaybetti.
- He lost his father when he was three years old.
Bir zamanlar bir öğrenci iken onunla tanıştım.
- I met him once when I was a student.
Bir şey için ödeme yapmam gerektiğinde ben sadece kredi kartı kullanırım.
- I just use a credit card whenever I need to pay for something.
Gitmen gerektiğinde bana söyleyeceksin, değil mi?
- You'll tell me when you need to leave, won't you?
Bütün söylediği zamanı geldiğinde öğreneceğimizdi.
- All she said was that we would know when the time came.
Misafirler geldiğinde, o piyano çalıyordu.
- She was playing the piano when the guests arrived.
Tom ve Mary çocukken birlikte çok vakit geçirdiler.
- Tom and Mary spent a lot of time together when they were kids.
Ben bir çocukken burada çok vakit harcadım.
- I spent a lot of time here when I was a kid.
Genellikle ne zaman yatarsın?
- When do you usually go to bed?
Zamanımız olduğunda onu yapacağız.
- We'll do it when we have time.
Bir an önce onu kullanmak istediğimi bildiğin halde niçin tavuğu böyle alması zor bir yere koydun?
- Why did you put the chicken in such a difficult place to get when you knew that I wanted to use it right away?