Derhal bir diş hekimi ile görüşsen iyi olur.
- You'd better see a dentist at once.
Resimde gördükten sonra, onu derhal tanıdım.
- Having seen him in the picture, I recognized him at once.
Bari hemen başlayalım.
- We may as well start at once.
Hemen yolculuğa hazırlan.
- Get ready for the trip at once.
Aniden gökyüzü karardı ve yağmur başladı.
- All at once the sky became dark and it started to rain.
Aniden bir silah sesi duyduk.
- All at once we heard a shot.
Aynı zamanda iki şeyi yapamazsın.
- You can't do two things at once.
Bütün çamaşırımı bir defada yıkayabilir miyim?
- May I wash all my laundry at once?
Kimse bir defada iki şeyi yapamaz.
- Nobody can do two things at once.
Hep birden koşmaya başladılar.
- They began to run all at once.
Her şey birdenbire oldu.
- Everything happened all at once.
Aniden bir feryat duydum.
- All at once, I heard a cry.
Aniden bir patlama oldu.
- All at once there was an explosion.
Hepimiz aynı anda ayağa kalktık.
- We all stood up at once.
Aynı anda kaç tane iş yapabilirsin?
- How many jobs can you do at once?
Mary'nin açıklamaları beni büyüledi ve birdenbire beni üzdü.
- Mary's explanations enchanted me and desolated me all at once.
Bu birdenbire olmadı.
- It didn't happen all at once.
Hep birden koşmaya başladılar.
- They began to run all at once.
Herkes hep birden konuştu.
- Everyone talked at once.
Tell the doctor to come at once. She is having a baby.
He tried to eat four cookies at once.
... So far, they let me in once. ...
... Now, once governments solve problems with DRM, there's this perverse incentive to make ...