at odds

listen to the pronunciation of at odds
İngilizce - Türkçe
Araları açık, limônî, kavalı, anlaşmazlık halinde
araları açık

Peter ve Carol'un tatillerini geçirecekleri yerde araları açıktı. - Peter and Carol were at odds with each other over where to spend their vacation.

Tom ve Mary'nin uzun bir süredir araları açıktır. - Tom and Mary have been at odds with each other for a long time.

Araları açık, kavgalı; farklılıkları olan
kavgalı

Bu iki bölüm bazen birbiriyle kavgalıdır. - Those two departments are sometimes at odds with each other.

arası bozuk
(deyim) aralari acik,aralarinda anlasmazlik olmak
at odds with
ile anlaşmazlık içinde
at odds with
Araları açık, limônî, kavalı, anlaşmazlık halinde
to be at odds
oran olarak
be at odds
with -e aykırı olmak
be at odds
(birilerinin) araları açık olmak
İngilizce - İngilizce
in disagreement; conflicting

The witness' statement seems to be at odds with the evidence, not a good sign for the prosecutor.

in conflict, engaged in a dispute, in a disagreement
on bad terms; "they were usually at odds over politics"; "conflicting opinions"
in disagreement; "the figures are at odds with our findings"; "contradictory attributes of unjust justice and loving vindictiveness"- John Morley
at odds with
in a dispute with -, involved in a conflict with -
at odds

    Türkçe nasıl söylenir

    ät ädz

    Telaffuz

    /ˈat ˈädz/ /ˈæt ˈɑːdz/

    Etimoloji

    [ &t, 'at ] (preposition.) before 12th century. Middle English, from Old English æt; akin to Old High German az at, Latin ad.

    Ortak Eşdizimliler

    at odds with

    Videolar

    ... that are being drawn that are quite dramatically at odds ...
    ... five years ago we set out to change the odds for all our kids ...