O kitabı hiç okumadım.
- I have never read that book.
Hayat hiç bitmez fakat dünyadaki hayat biter.
- Life never ends but earthly life does.
O asla geri dönmemek üzere Japonya'dan ayrıldı.
- He left Japan never to come back.
Mary artık onu asla görmemeye karar verdi.
- Mary decided never to see him any more.
Ben hiç bir zaman bir kişiye söz vermedim.
- I never promised anybody anything.
Tom hiç bir zaman tek başına Boston'a gitmene izin vermeyecek.
- Tom is never going to let you go to Boston by yourself.
Hiçbir zaman savaşlara inanmadım.
- I have never believed in wars.
Büyükannem yaşam tarzını hiçbir zaman değiştirmedi.
- My grandmother never changed her style of living.
Dedem ve büyükannem sütlü kahveyi katiyen sevmezlerdi.
- My grandparents never liked coffee with milk.
... Einstein's theory has to work every single time without exception. One time Einstein's ...
... It's something that's emerged over time. ...