Bir kaza her zaman olabilir.
- An accident may happen at any time.
Beni her zaman arayabilirsin.
- You can call me at any time.
O her an meydana gelebilir.
- That could happen at any time.
Ağaç çürük ve taş ölü, ve her an düşebilir.
- The tree is rotten and stone dead, and could fall at any time.
Kylie Minogue, şimdiye kadar duyduğum en iyi şarkıcıdır!
- Kylie Minogue is the best singer I've ever heard!
Tom'un şimdiye kadar antika arabasını satmayı düşündüğünden şüpheliyim.
- I doubt that Tom would ever consider selling his antique car.
Her zaman bana uygun olacaktır.
- Any time will suit me.
Beni her zaman arayabilirsin.
- You can call me at any time.
Herhangi bir zamanda başlayabilirsiniz.
- You can start anytime.
Bunun yakında herhangi bir zamanda olmasını beklemiyorum.
- I don't expect that to happen anytime soon.
Gelmiş geçmiş en büyük filozof kimdi?
- Who was the greatest philosopher that ever lived?
Gelmiş geçmiş en iyi grup olmak nasıl bir duygu?
- How does it feel to be the best band ever?
Herhangi bir zamanda Japonya'ya gelirsen, beni görmeye gel.
- If you are ever in Japan, come and see me.
Tom'u herhangi bir zamanda tekrar göreceğimizi düşünüyor musun?
- Do you think we'll ever see Tom again?
Tokyo Kulesi'ni hiç gördün mü?
- Have you ever seen Tokyo Tower?
Herkesin, hiçbir fark gözetilmeksizin, eşit iş karşılığında eşit ücrete hakkı vardır.
- Everyone, without any discrimination, has the right to equal pay for equal work.
Çok param vardı ama hepsini harcadım.
- I had a lot of money, but spent everything.
Dün oraya öğrencilerin hepsi gitmedi.
- Not every student went there yesterday.
Tom her ne zaman isterse gidebilir.
- Tom may leave anytime he wants to.
Size yardım etmekten her zaman mutlu olacağım.
- I will be glad to help you anytime.
Bana her zaman bir şey sor.
- Ask me anything anytime.
He's back and better than ever.
... ERIC SCHMIDT: Have you spent any time in government? ...
... responsible but don't necessarily have any time or ...