Yeni politikayı benimsemek, bu şirketin şimdiye kadar yaptığı en iyi şeydi.
- Adopting the new policy was the best thing this company ever did.
Küçük ev, şimdiye kadar tıpkı altındaki kadar iyi olmasına rağmen,eski püskü görünmeye başladı.
- The small house had come to look shabby, though it was just as good as ever underneath.
O gelmiş geçmiş en cesur askerdir.
- He is the bravest soldier that ever lived.
O gelmiş geçmiş en tehlikeli adam.
- He's the most dangerous man who ever lived.
Tom'u herhangi bir zamanda tekrar göreceğimizi düşünüyor musun?
- Do you think we'll ever see Tom again?
Herhangi bir zamanda Japonya'ya gelirsen, beni görmeye gel.
- If you are ever in Japan, come and see me.
Eğer bir gün bir işe ihtiyacın olursa, beni gör.
- If you ever need a job, come see me.
Eğer kenara çekilirsen, herkes için yer olur.
- If you would move over, there would be room for everyone.
Tokyo Kulesi'ni hiç gördün mü?
- Have you ever seen Tokyo Tower?
Hiç Kanada'ya gittin mi?
- Have you ever been to Canada?
Neden hep Wall Street'te çalışmak istersin?
- Why would you ever want to work on Wall Street?
Ne zaman bir kütüphane görsem; gönlümden hep gidip içindeki her şeyi okuyana kadar orada kalmak geçer.
- I never see a library without wishing I had time to go there and stay till I had read everything in it.