O hep soluk görünüyor.
- She always looks pale.
Çok fazla aksiyon içermeyen filmlerde hep sıkılırım.
- I'm always bored with films that have little action.
Bill her zaman dürüsttür.
- Bill is always honest.
Anne her zaman sabahları erken kalkar.
- Mother always gets up early in the morning.
Daima doğruyu söyledim.
- I've always told the truth.
Daima sözlüğünü el altında bulundur.
- Always have your dictionary close at hand.