at a time in the past

listen to the pronunciation of at a time in the past
İngilizce - Türkçe

at a time in the past teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

when
ne zaman

Ne zaman geri döneceksin? - When will you return?

Hata baştan sağda mı yoksa sonradan mı meydana geldi? - Ne zaman? - Did the error occur right from the start or later on? - When?

when
dığı zaman
at a time
bir seferde

O, bir seferde altı kutu taşıdı. - He carried six boxes at a time.

Belki bir seferde bir şey yapmaya çalışmalısın. - Perhaps you should try doing one thing at a time.

when
iken

Ben bir öğrenci iken, ona sık sık yazdım. - I often wrote to her when I was a student.

Bir zamanlar bir öğrenci iken onunla tanıştım. - I once met him when I was a student.

when
gerektiğinde

Tom ne zaman orada olması gerektiğinden emin değildi. - Tom wasn't sure when he was supposed to be there.

Ne zaman orada olmam gerektiğinden emin değilim. - I'm not sure when I should be there.

at a time
birden

Hiç kimse bir defada birden daha fazla şey yapamaz. - No one can do more than one thing at a time.

Birisi bir seferde birden fazla şey yapamaz. - One can't do more than one thing at a time.

when
-ınca
when
-diği (gün)
when
(olması gerektiği) halde
when
-diğinde
when
-dığı zaman
when
-diği zaman
at a time
bölüm bölüm a little
when
geldiğinde

Misafirler geldiğinde, o piyano çalıyordu. - She was playing the piano when the guests arrived.

Sevdiği genç onunla konuşmak için geldiğinde, o telaşlandı. - She got all flustered when the boy she likes came over to talk to her.

when
when he comes geleceği zaman
when
vakit

Küçükken büyükanne ve büyükbabalarımla taşrada çok vakit geçirdim. - When I was little, I spent a lot of time in the country with my grandparents.

Ben bir çocukken burada çok vakit harcadım. - I spent a lot of time here when I was a kid.

when
göz önüne alarak
when
{i} ne zamandan kalma
when
When shall I come? Ne zaman geleyim? Come when you please
when
-diğinde; -diği zaman; -ince; -diği (gün, saat v.b.): You have to get up when
when
ta ki
when
zaman

Ne zaman burada yüzebilirim? - When can I swim here?

Ne zaman geri döneceksin? - When will you return?

when
halde

Bir an önce onu kullanmak istediğimi bildiğin halde niçin tavuğu böyle alması zor bir yere koydun? - Why did you put the chicken in such a difficult place to get when you knew that I wanted to use it right away?

at a time in the past

    Türkçe nasıl söylenir

    ät ı taym în dhi päst

    Telaffuz

    /ˈat ə ˈtīm ən ᴛʜē ˈpast/ /ˈæt ə ˈtaɪm ɪn ðiː ˈpæst/