Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

at a time in advance of the usual or expected event

listen to the pronunciation of at a time in advance of the usual or expected event
İngilizce - Türkçe

at a time in advance of the usual or expected event teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

early
{s} erken

Ben gerçekten yorgunum ve erken uyumak istiyorum. - I'm really tired and want to go to bed early.

Bill çok erken kalktı ve ilk treni yakaladı. - Bill got up so early that he caught the first train.

early
ilk olarak
early
er
early
at your early conven
early
-in başlarında
early
önceki
early
ilk

Kuaförlüğün bu stili 19. yüzyılın başlarında ilk kez görüldü. - This style of hairdressing first appeared in the early 19th century.

İlkbaharda herkes erken kalkar. - In spring, everyone wakes up early.

early
turfanda
early
(zarf) erken, çabuk, erkenden, ilk olarak, evvel, önce, zamanından önce
early
{s} eski

Eskiden bir gece kuşuydum fakat şimdi bir erken kalkanım. - I used to be a night owl, but now I'm an early riser.

Tom'un eskisi kadar erken kalkmasına gerek yoktu. - Tom didn't need to get up as early as he did.

early
vaktinden evvel
early
zamanından önce
early
vakitsiz

Bütün vakitsiz açan çiçekler soğuktan yandı. - All the early flowers were bitten by the frost.

early
evvel
early
{s} başlangıç

Biz erken bir başlangıç yaptık. - We got an early start.

Tom ertesi gün erken bir başlangıç ​​yapması nedeniyle erken yatmaya gitti. - Tom went to bed early because he had an early start the next day.

early
at an early age çocukken
early
(sıfat) erken, başlangıç, ilk, eski, çabuk, acele
early
early riser erken kalkan kimse
İngilizce - İngilizce
early

His mother suffered an early death.

at a time in advance of the usual or expected event

    Heceleme

    at a time in ad·vance of the u·su·al or expected e·vent

    Türkçe nasıl söylenir

    ät ı taym în ıdväns ıv dhi yujuıl ır îkspektıd ivent

    Telaffuz

    /ˈat ə ˈtīm ən ədˈvans əv ᴛʜē ˈyo͞oᴢʜo͞oəl ər əkˈspektəd ēˈvent/ /ˈæt ə ˈtaɪm ɪn ədˈvæns əv ðiː ˈjuːʒuːəl ɜr ɪkˈspɛktəd iːˈvɛnt/