at a same time

listen to the pronunciation of at a same time
İngilizce - Türkçe
Bir aynı zamanda
at the same time
aynı zamanda

Hepiniz aynı zamanda konuşmayın. - Don't all speak at the same time.

Ondan hoşlanıyorum fakat aynı zamanda ona gerçekten inanmıyorum. - I like him, but at the same time I don't really trust him.

at a time
bir seferde

Bir mıknatıs bir seferde çok sayıda çiviyi toplayabilir ve tutabilir. - A magnet can pick up and hold many nails at a time.

Belki bir seferde bir şey yapmaya çalışmalısın. - Perhaps you should try doing one thing at a time.

at the same time
bununla birlikte
at the same time
bununla beraber
at the same time
aynı anda

Binadaki herkes aynı anda çıkışa yöneldi. - Everybody in the building headed for the exits at the same time.

Tom ve Mary her ikisi de aynı anda konuşmaya başladı. - Tom and Mary both started talking at the same time.

at a time
birden

Birisi bir seferde birden fazla şey yapamaz. - One can't do more than one thing at a time.

Hiç kimse bir defada birden daha fazla şey yapamaz. - No one can do more than one thing at a time.

at the same time
birden

Aynı anda birden çok dil öğrenmeyi tercih ediyorum. - I prefer learning multiple languages at the same time.

Gençlerin sık yaptığı bir hata da; zorluklarını hafife alıp, kendi yeteneklerini de gözlerinde büyütürek aynı anda birçok dili birden öğrenmeye başlamaları. - A mistake young people often make is to start learning too many languages at the same time, as they underestimate the difficulties and overestimate their own ability to learn them.

at a time
bölüm bölüm a little
at the same time
yine de
at the same time
öte yandan
at a same time

    Türkçe nasıl söylenir

    ät ı seym taym

    Telaffuz

    /ˈat ə ˈsām ˈtīm/ /ˈæt ə ˈseɪm ˈtaɪm/

    Videolar

    ... And so in the immediate term, that has to be our priority. At the same time, when we ...
    ... And at that same time that I had just done the sketch, which ...