atış teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı
- shot
How many shots did you hear?
- Kaç tane atış duydunuz?
The goalkeeper for France dived to the ground and saved Ronaldo’s shot.
- Fransa'nın kalecisi yere daldı ve Ronaldo'nun atışını kurtardı.
- throw
Tom watched Mary throwing rocks into the water.
- Tom Mary'nin taşları suya atışını izledi.
- put
You should put something in your stomach before you go.
- Gitmeden bir şeyler atıştırmalısın.
- shooting
Every time I practice shooting, I miss the target.
- Her zaman atış yaparım, hedefi ıskalarım.
Do you think the shooting was accidental?
- Atışın kazara olduğunu düşünüyor musunuz?
- beat
I can hear your heart beating.
- Senin kalp atışını duyabiliyorum.
Feel your heart beat!
- Kalbinizin atışını hissedin!
- shy
- projection
- throwing, throw, shooting, shot; way of throwing
- fling
- shoot
Every time I practice shooting, I miss the target.
- Her zaman atış yaparım, hedefi ıskalarım.
This tank can shoot on the move.
- Bu tank hareket halinde atış yapabilir.
- burst
- beating, beat, throbbing, throb (of the heart or pulse)
- pistol shot
- firing
- shooting, firing, discharging (of a firearm): sekme atışı ricochet fire
- chuck
- gunshot
Tom said he heard gunshots last night.
- Tom dün gece silah atışları duyduğunu söyledi.
At what time did you hear the gunshot?
- Saat kaçta silah atışı duydunuz?
- inning
What happened in the third inning?
- Üçüncü atışta ne oldu?
Our team scored five runs in the last inning.
- Ekip son atışta beş sayı kazandı.
- innings
- throwing; gunfire, shot; (kalp) beat
- toss
- (Denizbilim) pulse
The patient doesn't have a pulse anymore.
- Hastanın artık bir nabız atışı yok.
- cast
- {i} casting
- gunfire
The commander exposed his men to gunfire.
- Komutan adamlarını silah atışına maruz bıraktı.
- round
- {f} squabble
- of throw
- tilt
- tiff
- range
- beating
I can hear your heart beating.
- Senin kalp atışını duyabiliyorum.
- atış alanı
- range
- atış hakkı
- try
- atış yapmak
- shoot
- atış (kalp)
- beat
- atış alanı
- firing range
- atış alanı
- artillery range
- atış alanı
- rifle range
- atış bilgisi
- ballistics
- atış cetveli
- firing table
- atış eğitimi
- rifle practise
- atış hakkı
- scoring of three points in Rugby by touching the ball down beyond the opponents' goal line (Rugby)
- atış hattı istikamet açısı
- (Askeri) azimuth of fire
- atış idaresi
- (Askeri) conduct of fire
- atış mangası
- firing squad
- atış menzili
- rifle shot
- atış menzili dışında
- out of gunshot
- atış menzili içinde
- within gunshot
- atış müfrezesi
- firing party
- atış müsabakası
- shooting match
- atış poligonu
- shooting range
- atış rampası
- firing ramp (for a rocket)
- atış rampası
- launching pad
- atış talimi
- target practice
- atış vaziyeti
- firing position
- atış yapan oyuncu
- striker
- atış yapmak
- have one's inning
- atış yapmak
- have one's innings
- atış yeri
- shooting gallery
- atış yeri
- target range
- atış yeri/mahalli/meydanı
- firing range, rifle range
- atış öncesi güven derecesi
- (Askeri) preflight reliability
- at
- horse
- at
- (British) gee gee
- at
- equine
- at
- chuck
- at
- (Satranç) knight
- at
- (Hayvan Bilim, Zooloji) equus caballus
- ders atış
- (Askeri) record practice
- ders atış mühimmatı
- (Askeri) training ammunition
- serbest atış
- (Spor) foul shot
- seri atış
- (Askeri) burst
- uzun atış
- long shot
- at
- {f} throw
- at
- {f} discard
- at
- horsy
- at
- {f} sling
- at
- {f} disposed
- at
- stallion
- at
- {f} sack
- at
- {f} cast
- at
- {f} toss
- at
- nag
- at
- {f} casting
- at
- {f} thrown
- at
- hackney
- at
- dispose
- at
- the horse
- at
- at the
- at
- discarded
- kör atış
- Blindfire
- AT
- (Hukuk) (Avrupa Topluluğu) European Community
- Hafif Atmosfer Dışı Atış
- (Askeri) Light ExoAtmospheric Projectile
- Kuruluşlararası Boise Atış Merkezi
- (Askeri) Boise Interagency Fire Center
- at
- of or like a horse
- at
- (term used by children) hack
- at
- (Tabiat Doğa) (hayvan) [syn.: at, beygir, aygır] horse
- at
- (satranç) knight
- at
- horse; (satranç) knight; equine
- at
- steed
- at
- {i} gee gee
- at
- (Anatomi) equus
- at
- {i} gee
- at
- {i} hack
- ders atış mermisi
- (Askeri) practice round
- ders atış roket sistemi
- (Askeri) training rocket system
- dikine atış
- (Askeri) vertical launch
- gelecek noktaya atış
- (Askeri) track off
- karşılanamayan atış
- (tenis) ace
- konumsal atış açısı tespit sistemi
- (Askeri) position azimuth determining system
- kuvvet atış koordinatörü
- (Askeri) force fires coordinator
- kâlp atış hızı
- heart rate
What was your heart rate?
- Kalp atış hızın neydi?
Mary felt her heart rate increase.
- Mary kalp atış hızının arttığını hissetti.
- kıyı atış kontrol müfrezesi
- (Askeri) shore fire control party
- mecburi atış
- trigger happy
- rasgele atış
- wild shot
- rastgele atış
- (Avcılık) random shot
- serbest atış
- independent fire
- serbest atış
- free throw
- sismik atış
- seismic shooting
- tahmini atış esasları
- (Askeri) estimated data
- taklit atış
- (Askeri) mock firing
- tank atış alanı
- (Askeri) tank artillery range
- toprak atış siperi
- backstop
- tüfek atış eğitimi
- rifle practise
- uçaksavar atış noktasını belirleyen alet
- predictor
- uçuş feri kontrol merkezi; kuvvet atış koordinasyon merkezi
- (Askeri) flight ferry control center; force fires coordination center
- yatay atış
- (Askeri) horizontal fire
- çift atış sports two shots of the starter's pistol
- (used to signal a false start)