Hanako'nun şaşırtıcı şekilde hoş bir insan olduğu ortaya çıktı.
- Hanako turned out to be a surprisingly nice person.
Şaşırtıcı şekilde, onun bir hırsız olduğu ortaya çıktı.
- Surprisingly enough, he turned out to be a thief.
Maria ödevini şaşırtıcı bir şekilde çabucak tamamladı.
- Maria completed her homework surprisingly quickly.
Şaşırtıcı bir şekilde kendimi çok güvende hissettim.
- Surprisingly, I felt very safe.
Onlar şaşırtıcı biçimde iyiydi.
- They're surprisingly good.
Borsa bugün şaşırtıcı biçimde sakindi.
- The stock market was surprisingly quiet today.