Soldiers go on patrol in a military vehicle.
- Askerler askeri bir araçta devriye giderler.
Allied military leaders found a way to defeat the Japanese plan.
- Müttefik askeri liderler Japon planını yenmek için bir yol buldu.
The dictator seized power in a military coup.
- Diktatör bir askeri darbeyle iktidarı ele geçirdi.
Throw him in the brig.
- Onu askeri hapishaneye atın.
Tom is the drum major.
- Tom askeri bando şefi.
The troops marched past.
- Askeri kuvvetler resmi geçit yaptı.
He was court-martialled and sentenced to death.
- O askeri mahkemeye verildi ve ölüm cezasına çarptırıldı.
He was court-martialed for dereliction of duty.
- O, görevden kaçtığı için askeri mahkemede yargılandı.