İstasyon iki metre uzakta.
- The station is two meters away.
O uzakta tatilde olamaz.
- She can't be away on holiday.
Derhal yatmaya gitsen iyi olur, yoksa soğuk algınlığın daha da kötüleşir.
- You had better go to bed right away, or your cold will get worse.
Biz yokken eve hırsız girmiş.
- A thief broke into the house while we were away.
Uzak bir yere gidelim.
- Let's go somewhere far away.
Balon rüzgar tarafından bir yere taşınıyordu.
- The balloon was carried away somewhere by the wind.
Lütfen buradan uzaklaş ve canımı sıkmayı bırak.
- Please go away and stop annoying me.
O buradan hemen ayrıldı.
- She left here right away.
Tüm öğleden sonra durmadan uyudum.
- I slept the whole afternoon away.