She needed 10.5 liters of nitric acid for the experiment.
- 10.5 litre nitrik aside deney için ihtiyacı vardı.
Salicylates come from salicylic acid and its derivatives.
- Salisilat, salisilik asidi ve onun türevlerinden meydana gelir.
A compound that easily accepts an electron pair is an acid according to the definition of Lewis.
Unusual circumstances aside.
Move aside, please, so that these people can come through.
Onun itirazlarını bir tarafa bıraktılar.
- They set aside her objections.
Akşam yemeğinden sonra, George'nin babası onu bir kenara aldı.
- After dinner, George's dad took him aside.
Adam onu bir kenara itti.
- The man shoved her aside.
Bu kadar önemli bir ayrıntıyı kenara koyma.
- Don't put aside such an important detail.
O bir kenara biraz benzin koydu.
- He puts aside some gas.
Tom kitabı bir kenara koydu ve yukarı baktı.
- Tom laid the book aside and looked up.
Bunu benim için bir yana koy.
- Lay this aside for me.
Şaka bir yana, işe yarayabilir.
- All kidding aside, it may work.
Bunu benim için bir yana koy.
- Lay this aside for me.
Şaka bir yana, işe yarayabilir.
- All kidding aside, it may work.