Sürüş sırasında elde tutulan bir cep telefonu ile konuşmanın büyük cezaları vardır.
- There are big fines for talking on a hand-held mobile phone while driving.
Sürüş sırasında yola odaklanman gerekir.
- While you drive, you should focus on the road.
O, Japonya'da iken kasaba kasaba dolaştı.
- He went about from town to town while he was in Japan.
Amerika'da iken İngilizce becerisini geliştirdi.
- He developed his English skill while he was in America.
İngilizce sevmesine rağmen, o, matematikte zayıftır.
- While he likes English, he is weak in mathematics.
Lütfen sürüş esnasında sürücüyle konuşmayın.
- Please do not talk to the driver while he's driving.
Yaşam olduğu sürece umut da olacaktır.
- While there is life, there is hope.
Soruyu bir süre düşünüp taşındı.
- She pondered the question for a while.
Bir öğrenciyken okuyabildiğin kadar çok kitap oku.
- Read as many books as you can while you are a student.
Sadece bir süre burada dinlenelim, ayaklarım o kadar çok ağrıyor ki yürüyemiyorum.
- Let's just rest here for a little while, my feet are aching so much I can't walk.
Biz telefonda konuşurken bağlantı kesildi.
- We were cut off while talking on the telephone.
O dükkana giderken köpeğini ağaca bağladı
- He tied his dog up to the tree while he went into the store.
Bazen yeni şeyleri denemek iyidir.
- It's good to try new things once in a while.
Kısa süre içinde seni aramadığım için üzgünüm.
- I'm sorry I haven't called you in a while.
Tom kısa sürede ziyaret edecek.
- Tom is coming over in a little while.