Eğer Allah bizimleyse, sonra kim bize karşı çıkabilir?
- If God is with us, then who can be against us?
Ben bu projeye karşıyım.
- I am against this project.
O, sözleşmeye aykırıdır.
- That's against the contract.
Uzlaşmak benim kurallarıma aykırıdır.
- It's against my rules to compromise.
Avrupa para birimleri dolar karşısında zayıfladı.
- European currencies weakened against the dollar.
Yen'in dolar karşısında değer kaybetmesi bekleniyor.
- The yen is expected to lose value against the dollar.
Nükleer savaşa karşı olmak için kuantum fiziğinde bir doktoraya ihtiyacın yok.
- You don't need a PhD in quantum physics to be against nuclear war.
Avustralyalı tarihi hakkında Tom'un bildiği kadar çok bilen biriyle asla tanışmadım.
- I've never met anyone who knows as much about Australian history as Tom does.
Hangi fakülteyi seçeceği hakkında şaşırmıştı.
- He was at a loss as to which faculty to choose.
Peşin mi ya da çekle mi ödeyeceği konusunda o hiçbir şey söylemedi.
- He didn't say anything as to whether he was going to pay in cash or by check.
Ne yapılması konusunda benim görüşüm onunkinden farklıydı.
- My view was different from his as to what should be done.
Final notuna gelince, bu senin final sınavına bağlı.
- As to your final grade, that depends on your final examination.
Biz, sorunun çözümüne gelince farklılık gösterdik.
- We differed as to the solution to the problem.
Sort them as to size and color.
As to your earlier question, I don't think I know the answer.