as compared to

listen to the pronunciation of as compared to
İngilizce - Türkçe
nazaran
le karşılaştırılırsa
ile karşılaştırılırsa
-le karşılaştırılırsa
as to
ile ilgili olarak
over
yukarıda

Zürafa yüzemez çünkü ağırlık merkezi çok yukarıda olduğundan baş aşağı döner. - The giraffe cannot swim because its centre of gravity is so high that it would topple over.

Kilise, kenti yukarıdan gören tepe üzerindedir. - The church is on the hill overlooking the city.

as to
e gelince
as to
-e gelince
over
-in (her) tarafında
as to
e dair
as to
hakkında

Avustralyalı tarihi hakkında Tom'un bildiği kadar çok bilen biriyle asla tanışmadım. - I've never met anyone who knows as much about Australian history as Tom does.

Hangi fakülteyi seçeceği hakkında şaşırmıştı. - He was at a loss as to which faculty to choose.

as to
konusunda

Ne yapılması konusunda benim görüşüm onunkinden farklıydı. - My view was different from his as to what should be done.

O, para konusunda bir şey söylemedi. - He said nothing as to money.

as to
-e dair
as to
hakkında ise
over
süresince
over
-den çok
over
aşağıya

Tom şapkasını gözlerinin üzerine aşağıya indirdi. - Tom pulled his cap down over his eyes.

as to
-e göre
over
-in üzerine
over
karşıya
over
bitmiş

Her şey bitmiş sayılmaz. - It ain't over till it's over.

1920 yazına doğru Kızıl Panik bitmişti. - By the summer of 1920, the Red Scare was over.

over
üzerine

Oğlunun ölümü üzerine ağladı. - She wept over her son's death.

Helen'in forumu bir veya iki fırın eldiveni kullanılıp kullanılmayacağı üzerine uzlaşmaz bir bölünme yaşadı. - Helen's forum experienced an irreconcilable schism over whether to use one or two oven mitts.

over
öbür tarafa
As compared
karşılaştıkça
as to
ise
as to
gelince

Final notuna gelince, bu senin final sınavına bağlı. - As to your final grade, that depends on your final examination.

Kimin kazandığına gelince bir karışıklık var. - There is some confusion as to who won.

over
{e} çok

Çok fazla balık avı dolayısıyla, bazı balık stokları şimdi tehlikeli derecede düşük seviyelerde. - Due to overfishing, some fish stocks are now at perilously low levels.

Sevdiğin birinin kaybına çok uzun süre ağlama. - Don't mourn over the loss of your loved one too long.

over
tersine

Nalokson morfin türevi ilaçların aşırı dozunun etkilerini tersine çevirebilen hayat kurtarıcı bir ilaçtır. - Naloxone is a life-saving drug that can reverse the effects of an opioid overdose.

over
üstüne, üzerine; üstünde, üzerinde; üstünden, üzerinden
over
baştan başa

Tom şimdi baştan başa sözleşmeyi okuyor. - Tom is reading over the contract right now.

over
aşırı,-in üstünde
over
geçkin

300'ü geçkin insan tutuklandı. - Over 300 people were arrested.

over
altını üstüne
over
(Askeri) İLERİDE !: Gözcü tarafından, patlamaların gözetleme hattına göre hedefin ötesinde olduğunu belirtmek için yapılan bildirim. Bak. " short"
over
bütün karşıdan karşıya
İngilizce - İngilizce
{e} than
over

Sales are down this quarter over last.

as to
according to; in a manner conforming or corresponding to; in proportion

Sort them as to size and color.

as to
With reference or regard to

As to your earlier question, I don't think I know the answer.

as to
as for, with regards to, concerning
as compared to

    Heceleme

    as com·pared to

    Türkçe nasıl söylenir

    äz kımperd tı

    Telaffuz

    /ˈaz kəmˈperd tə/ /ˈæz kəmˈpɛrd tə/

    Videolar

    ... system is pretty high compared to the ...
    ... more compared to their monthly number of people that visit ...