Doğrusu, ben Fransızca biliyorum.
- As a matter of fact, I do speak French.
Doğrusunu isterseniz, İspanyolca konuşurum.
- As a matter of fact, I do speak Spanish.
Nitekim, Tom bunu tek başına yaptı.
- As a matter of fact, Tom did that by himself.
Nitekim, o Amerika Birleşik Devletlerine gidiyor.
- As a matter of fact, he's going to the states.