The number of students going abroad is on the increase.
- Yurtdışına giden öğrencilerin sayısı artmaktadır.
The population of the world increases at a rate of two percent a year.
- Dünyanın nüfusu bir yılda yüzde iki oranında artmaktadır.
The number of people who visit aestethic clinics have been on the rise these last years.
- Estetik kliniklerini ziyaret eden insanların sayısı bu son yıllarda artmaktadır.
Tatoeba's popularity has been growing exponentially since the day of its inception.
- Tatoebanın popülaritesi kurulduğu günden beri katlanarak artmaktadır.
Electric vehicles are growing in popularity.
- Elektrikli araçların popülaritesi artmaktadır.
The number of cars is on the increase.
- Arabaların sayısı artmakta.
The population of the world increases at a rate of two percent a year.
- Dünyanın nüfusu bir yılda yüzde iki oranında artmaktadır.
This may end up being somebody else's problem.
- Bu belki artık bir başkasının sorunu olmayabilir.
They have lost 10 games in a row since their winning streak ended.
- Onların galibiyet serileri bittiği için art arda 10 oyun kaybettiler.
Traffic accidents are increasing in number.
- Trafik kazalarının sayısı giderek artmaktadır.
The number of murders is increasing even in a country like Japan.
- Cinayetlerin sayısı Japonya gibi bir ülkede bile artmaktadır.
Food prices have surged.
- Gıda fiyatları arttı.
The Great Depression triggered a great surge in crime.
- Büyük Buhran, suçta büyük bir artışa neden oldu.
Travel agencies' profits soared.
- Seyahat acentalarının gelirleri arttı.
The company's profits soared.
- Şirketin kazancı arttı.
It is a term used to describe the warming of the earth due to increasing amounts of carbon dioxide in the atmosphere.
- O, atmosferdeki karbon dioksit miktarlarının artmasından dolayı Dünyanın ısınmasını tanımlamak için kullanılan bir terimdir.
The number of students going abroad to study is increasing each year.
- Öğrenim yapmak için yurtdışına giden öğrenci sayısı her yıl artmaktadır.
The divorce rate is expected to rise.
- Boşanma oranının artması bekleniyor.
The number of people who visit aestethic clinics have been on the rise these last years.
- Estetik kliniklerini ziyaret eden insanların sayısı bu son yıllarda artmaktadır.
A physician was immediately sent for; but on the first moment of beholding the corpse, he declared that Elvira's recovery was beyond the power of art.
There is a debate as to whether graffiti is art or vandalism.
Hayat kesin bir bilim değildir, bir sanattır.
- Life is not an exact science, it is an art.
Büyük sanatçıların vatanı yoktur.
- Great artists have no country.
Din çok bireyseldir. Neredeyse herkesin gerçekten kendi dini vardır. Dindeki bütünlük bir kurnazlıktır.
- Religion is very personal. Practically everyone has really his own religion. Collectivity in religion is an artifice.
Bu Rembrandt tablo bir sanat eseridir.
- This Rembrandt painting is a work of art.
Bir Japon iş adamı 200 milyon yene bir sanat eseri satın aldı.
- A Japanese businessman bought the artwork for 200 million yen.
Sekiz yaşındayken bir resim okuluna kaydoldum.
- I enrolled in an art school when I was eight.
Sanatçı her zaman yalnız resim yapmıştır.
- The artist always painted alone.
Okulda güzel sanatlar okuyor.
- She is studying fine art at school.
Güzel Sanatlar Sarayı nerede?
- Where is the Palace of Fine Arts?
Leonardo da Vinci tarafından yapılmış yaklaşık 900 eskiz kalmıştır.
- There remain approximately 900 art sketches by Leonardo da Vinci.
Ressam eski taş duvarda en karmaşık duvar resimlerini yaptı.
- The artist painted the most intricate of murals on the old stone wall.
Sihirbazlık, batıl itikadı paraya çevirme sanatıdır.
- Magic is the art of changing superstition into money.
O öyle büyük bir sanatçı ki hepimiz ona hayranız.
- He is such a great artist that we all admire.
John büyük bir sanatçı oldu.
- John grew up to be a great artist.
Tüm edebi ve sanatsal çalışmaların kaynağı, tatmin edilmemiş libidodur.
- Unsatisfied libido is responsible for producing all art and literature.
Bahçenin sanatsal güzelliği gerçekten şaşırtıcı.
- The artistic beauty of the garden is truly amazing.
Kesinlikle sanatsal becerilerim yok.
- I have absolutely no artistic skills.