Devamlı, makaleler yazarım.
- I write articles regularly.
Gazeteden bazı makaleler kestim.
- I clipped some articles out of the newspaper.
Onların sözleşmelerini sansürlemem.
- I don't censor their articles.
Bu makale hakkında düşündüklerini lütfen bana söyle.
- Please tell me what you think about this article.
Bugünkü gazetede baş makaleyi okudun mu?
- Have you read the leading article in today's paper?
Okul gazetesi için bir makale yazıyorum.
- I'm writing an article for the school newspaper.
Bir makale yazıyorum.
- I am writing an article.
Herkes haberi biliyor.
- Everybody knows the news.
Ondan henüz haberim yok.
- I have had no news from him yet.
Vergiden muaf eşyaların var mı?
- Do you have any tax-free articles?
Bir palto bir giyim eşyasıdır.
- A coat is an article of clothing.
Lütfen dersle ilgisi olmayan her şeyi çantana koy.
- Please place all articles not related to the lesson inside your bag.
Bu makale bana TV'de gördüğüm bir şeyi hatırlatıyor.
- This article reminds me of something I saw on TV.
Bu mallar gümrük vergisinden muaftır.
- These articles are all exempt from duty.
Ülkemin adı herhangi bir artikel olmadan yazılır.
- The name of my country is written without any article.
Esperantoda belirsiz artikel yoktur ve sadece bir tane belirli artikel vardır.
- In Esperanto there is no indefinite and only one definite article.
İsimler, zamirler, fiiller, sıfatlar, zarflar, makaleler, edatlar, bağlaçlar, ve ünlemler İngilizcede konuşma parçalarıdır.
- Nouns, pronouns, verbs, adjectives, adverbs, articles, prepositions, conjunctions, and interjections are the parts of speech in English.
Bu ürünler için, iyi bir pazar var.
- There is a good market for these articles.
Bu dükkan her türde ürün satar.
- This shop sells articles of all kinds.
Sözleşme maddesini yine oku.
- Read the article again.
Japonya umarım anayasasının 9. maddesine uyar.
- I hope that Japan will abide by Article 9 of her Constitution.
Senin bütün havadislerini duymak istiyorum.
- I want to hear all your news.
Tom hakkında havadisim var.
- I have news about Tom.
Gazeteci olmak istiyorsan dikkatli olmalısın.
- If you want to be a newspaperman, you have to be observant.
Tom bir gazeteci olmak için kararını verdi.
- Tom made up his mind to become a newspaperman.
a sales article.
She's a prime article (whip slang), she's a devilish good piece, a hell of a goer.
... We think we make articles to fill space. ...
... We're moving articles and updating it a little bit and ...