Birkaç dakika erken varmak her zaman iyi bir fikir.
- It's always a good idea to arrive a few minutes early.
Nancy asla zamanında varmaktan geri kalmaz.
- Nancy never fails to arrive on time.
İtfaiyeciler umutsuzca olay yerine ulaşmak için çalışıyorlar. Umarız çok geç olmadan varırlar!
- Firefighters are trying desperately to reach the scene of the accident. Let's hope they arrive before it's too late!
Ben gelmek istiyorum.
- I would like to arrive.
İşyerine ter içinde gelmek istemiyorum.
- I don't want to arrive all sweaty at work.
Okula saat dokuzdan önce ulaşmalısın.
- You should arrive at school before nine.
Biz bekledik ama o ulaşamadı.
- We waited but he failed to arrive.
Mektuplarınız iki gün içinde ulaşır.
- Your letters arrive in two days.
Boston'a ne zaman ulaştın?
- When did you arrive in Boston?
Biz, zamanında istasyona varmak istiyorsak acele etmeliyiz.
- We must hurry if we want to arrive at the station on time.
Öğleden sonra erken saatlerde Kennedy Havaalanına varmak istiyorum.
- I want to arrive at Kennedy Airport early in the afternoon.
Fırtına zamanında ulaşmamızı engelledi.
- The storm prevented us from arriving on time.
Fırtına onun zamanında ulaşmasını engelledi.
- The storm prevented her from arriving on time.
Tom Mary'yi zamanında gelmediği için azarladı.
- Tom scolded Mary for not arriving on time.
Misafirler 2.30'dan biraz sonra gelmeye başladı.
- Guests began arriving a little after 2:30.
Şimdi gelen otobüs, İç Hatlar Terminali 1 üzerinden Uluslararası Terminale gidiyor.
- The bus now arriving is going to the International Terminal via Domestic Terminal 1.
Peron 2'ye gelen tren 4:35'te Shibuya'ya gidecek.
- The next train arriving at platform 2 will depart for Shibuya at 4:35pm.
Otobüs, on dakika geç geldi.
- The bus arrived ten minutes late.
Buraya dün akşam altıda geldik.
- We arrived here at six yesterday evening.
Ben geldiğimde, anlaşmazlık kaynama noktasına ulaşmıştı.
- When I arrived, the dispute had reached its boiling point.
Tom gelir gelmez gidelim.
- Let's leave as soon as Tom arrives.
O gelir gelmez ona söylerim.
- As soon as he arrives, I'll tell him.
We arrived and booked in.
He had finally arrived on Broadway.
We arrived at eight PM famished.
He died previous to my arrival.
- He died before I arrived.
... to take six to 10 here and I'm making this video diary tout his arrive art ...
... But you arrive, you put a soccer ball in front of them, ...