Biz, zamanında istasyona varmak istiyorsak acele etmeliyiz.
- We must hurry if we want to arrive at the station on time.
O, zamanında varmak için koştu.
- He ran, so as to arrive on time.
Kaza ben gelmeden önce oldu.
- The accident happened previous to my arrival.
Onun geç gelmesi nedeniyle planlarımız değişti.
- We changed our plans because of her late arrival.
Ken trenin gelişini bekliyor.
- Ken is waiting for the arrival of the train.
O, gelişi hakkında onu bilgilendirdi.
- She informed him of her arrival.
İtfaiyeciler umutsuzca olay yerine ulaşmak için çalışıyorlar. Umarız çok geç olmadan varırlar!
- Firefighters are trying desperately to reach the scene of the accident. Let's hope they arrive before it's too late!
Tarifede varış saatine baktım.
- I looked up the arrival time in the timetable.
Onu varış saatinizi bildirirseniz, Tom sizi havaalanında karşılayabilir.
- Tom can meet you at the airport if you let him know your arrival time.
O, ben varmadan önce oldu.
- It happened prior to my arrival.
Ben gelmek istiyorum.
- I would like to arrive.
Erken gelmek için elimden geleni yapacağım.
- I'll try my best to arrive early.
Tom ve Mary yeni gelenler arasındaydı.
- Tom and Mary were among the new arrivals.
Biz bekledik ama o ulaşamadı.
- We waited but he failed to arrive.
Truman, Beyaz Saray'a dakikalar içinde ulaştı.
- Truman arrived at the White House within minutes.
He died before I arrived.
- He died previous to my arrival.