Toplantı gelecek pazar düzenlendi.
- The meeting was arranged for next Sunday.
Kayalar Japon tarzı bahçede güzel biçimde düzenlendi.
- Rocks are beautifully arranged in the Japanese-style garden.
Kitapları büyüklüklerine göre düzenledik.
- We arranged the books according to size.
Yarınki parti için yeme içme işini düzenledim.
- I arranged catering for tomorrow's party.
O Deal'in içinde ve çevresinde ev alışı ve satışı düzenlemektedir.
- She arranges the buying and selling of houses in and around Deal.
Saçımı düzenlemek zorundayım.
- I have to arrange my hair.
Çiçek düzenlemeyi öğrenmek istiyorum.
- I'd like to learn how to arrange flowers.
Düzenlemeleri yaptığınız için teşekkür ederiz.
- Thank you for making the arrangements.
Onlarla önceden hazırlıklar yapmalıyız.
- We must make arrangements with them beforehand.
Biz Pazartesi günü saat akşam 6'da buluşmak için anlaşma yaptık.
- We made arrangements to meet at 6 p.m. on Monday.
Biz bir anlaşmaya vardık.
- We've come to an arrangement.
İki pul koleksiyoncusu bir takas düzenledi.
- The two stamp collectors arranged a trade.
Yuriko boş zamanında çiçekleri düzenler.
- Yuriko arranges flowers in her spare time.
Şiir, en iyi sırada düzenlenmiş en iyi kelimelerden oluşur.
- Poetry consists of the best words arranged in the best order.
Onlar bir toplantı düzenlediler.
- They arranged a meeting.
Tom elbiselerini asar, sonra onları rengine göre düzenler.
- Tom hangs his clothes, then arranges them by color.
... So clearly it would be in how the atoms are arranged. ...
... Well, my compatriot, Sergey Brin, who last year arranged ...