Biz hangi programın açık olduğuna bakmaksızın televizyon izlemeye eğilimliyiz.
- We are apt to watch television, irrespective of what program is on.
Buradaki kaplanlara dikkat etmeli miyiz?
- Do we need to watch out for tigers around here?
Onunla konuşurken lisanına dikkat etmelisin.
- You should watch your language when you talk to her.
Kuş gözlemciliği güzel bir hobi.
- Bird watching is a nice hobby.
O gözyaşları içindeki kırmızı gözleri ile filmi izliyordu.
- She was watching the film with her eyes red in tears.
Pokémon izleyerek büyüdüm.
- I grew up watching Pokemon.
Sovyet Rusya'sında, televizyon seyirciyi izler!
- In Soviet Russia, television watches the audience!
This wristwatch is very valuable.
- Diese Armbanduhr ist viel wert.
He owns a very valuable wristwatch.
- Er besitzt eine sehr wertvolle Armbanduhr.