arkalı

listen to the pronunciation of arkalı
Türkçe - İngilizce
backed-up
having backing
having good connections, having influential friends
having support or assistance
backed up
reinforced
arka
back

While doing the wash she found a condom in the back pocket of her son's pants. - Çamaşır yıkarken oğlunun pantolonunun arka cebinde bir prezervatif buldu.

I have a facial boil. There's a painful lump at the back of one nostril. - Bir yüz çıbanım var.Bir burun deliğinin arkasında acılı bir yumru var.

arka
rear

Smokers are asked to occupy the rear seats. - Sigara içenlerin arka koltuklarda oturmaları rica edilir.

Tom noticed a police car in the rear-view mirror. - Tom arka dikiz aynasında bir polis arabası fark etti.

arka
{s} stern
arka
{i} backing
arka
posterior
arka
friend at court
arka
{s} tail

Your right taillight is busted. - Sağ arka lamban patlamış.

The tail at the rear of the plane provides stability. - Uçağın arkasındaki kuyruk denge sağlar.

arka
behind

Women really are quite dangerous. The more I think about this, the more I'm able to understand the reasoning behind face covering. - Kadınlar gerçekten oldukça tehlikeliler. Bu konuda ne kadar çok düşünürsem, o kadar çok yüz örtüsünün arkasındaki nedeni anlayabileceğim.

A stranger tapped me on the shoulder from behind. He must have mistaken me for someone else. - Bir yabancı omzuma arkadan dokundu. Beni başka birisiyle karıştırmış olmalı.

arka
buttock
arka
(Tıp) superior

Sami felt a little bit superior to his friends. - Sami kendini arkadaşlarından biraz üstün hissetti.

arka
back board
arka
end

Tom and his mates went on a pub crawl and all ended up pretty drunk. - Tom ve arkadaşları alemlere akıp zil zurna sarhoş oldu.

I've decided to end our friendship. - Arkadaşlığımızı bitirmeye karar verdim.

arka
backside
arka
contuniation
arka
back-up
arka
dorsal
arka
the reverse
arka
aft

Tomorrow I’ll go out with friends after having lunch. - Yarın öğle yemeğinden sonra arkadaşlarla birlikte dışarı çıkacağız.

I've been to Osaka to ask after my sick friend. - Hasta arkadaşımın hatırını sormak için Osaka'ya gittim.

arka
hind

A friend of mine can speak Hindi fluently. - Bir arkadaşım akıcı bir biçimde Hintçe konuşabilir.

Kangaroos have two small forepaws and two large, strong hind paws. - Kanguruların iki küçük ön pençesi ve iki büyük, güçlü arka pençeleri vardır.

arka
tailback
arka
upholder
arka
rear of
arka
on back
arka
back side
arka
on the back of
arka
on the back
arka
rump, buttocks, fanny
arka
dorso
arka
backer
arka
a back load (of something)
arka
back part, rear, back side, reverse
arka
rearward; stern
arka
situated in the tail or rear section
arka
support

He has a wealthy supporter behind him. - Arkasında zengin bir destekleyicisi var.

I have a lot of friends to support me mentally. - Beni zeka olarak destekleyecek çok arkadaşım var.

arka
back, rear; the reverse (side); continuation, sequel; support, back-up, backing; supporter, backer; backside, buttocks, behind; back; reverse; hind; posterior
arka
hind, back, posterior
arka
dors
arka
powerful friend, backer, supporter; pull, influence
arka
the space behind or beyond
arka
sequel, the remaining part
arka
backing; continuation; breech; supporter
arka
{i} small

There is a small pond in back of my house. - Evimin arkasında küçük bir gölet var.

Tom wanted to eat at the small restaurant behind the hotel. - Tom otelin arkasındaki küçük restoranda yemek yemek istedi.

arka
reverse
arka
rearward
arka
{i} breech
arka
{i} continuation
arka
{i} supporter

He has a wealthy supporter behind him. - Arkasında zengin bir destekleyicisi var.

Your father's friends aren't his only supporters. - Senin babanın arkadaşları onun tek destekçileri değil.

folyo arkalı levha
(İnşaat) foil-backed board
yuvarlak arkalı koltuk
barrel chair
İngilizce - İngilizce

arkalı teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı

arka
sun, light; the Vedic hymn
arka
Essence, liquor, arrack
arka
'Arka' is one of the names of the deity of the sun, which is associated with the fire principle (tej) and the sense of sight (vision)
Türkçe - Türkçe
Koruyanı, koruyucusu, dayanağı olan
arka
eğin
ARKA
(Osmanlı Dönemi) Duvar içinde kerpiç ve taş arasına konulan ağaç
ARKA
(Osmanlı Dönemi) Çadıra diktikleri direk
Arka
peş
Arka
dal
Arka
mabat
Arka
akab
Arka
zahr
arka
Geçmiş, geride kalmış zaman
arka
Otururken sırtın dayandığıyer
arka
Koruyucu, kayırıcı, iltimasçı, piston: "Memur olmak için büyük bir arka gerek."- H. R. Gürpınar
arka
Bir şeyin sırt durumunda olan yüzeyi
arka
Otururken sırtın dayandığı yer: "Otomobile bindiğimiz zaman başını arkaya yaslamış, gözlerini yummuştu."- T. Buğra. İnsanın vücudu, bedeni: "Arkasında beli kemerli, dar, şık bir pardösü vardı."- R. H. Karay
arka
Otururken sırtın dayandığı yer
arka
Bir şeyin temel tutulan yüzünün tam ters yanı
arka
Art, peş
arka
Geçmiş, geride kalmış zaman: "Bütün gözler arkaya, maziye çevrilmişti."- Y. K. Beyatlı
arka
Geri kalan bölüm, kısım
arka
Koruyucu, kayırıcı, iltimasçı, piston
arka
Geri kalan bölüm
arka
İnsanın vücudu, bedeni
arka
Arkada olan, arkada bulunan
arka
Mermer işletmeciliğinde taşın yüzüne paralel olan geri taraf
arkâ
(Osmanlı Dönemi) half
arkalı